bildiğini okumaktan vazgeçmeyen ve ampul aydınlığına inanmayan sakinlerinin bir kez daha sahada konuştuğu, içerisinde yaşıyor olmaktan gurur duymaya devam ettiğim, şehirler içinde her daim bir başka olan. takvimler bu yılın 29 mart'ını gösterdiğinde, güzel bir bahar gününe merhaba diyen izmirliler, akın akın oy kullanacakları okullara yöneldiler. diğer şehirlerden gelen ölü ve yaralı sayısı ile ilgili haberler artıyor, adayından seçmenine olgun bir tavır takınan hemen herkes buna şaşırıp kalıyordu. uzun kuyrukların oluştuğu koridorlarda geyiğin biri bin para etmekteydi, parmaklarımızın boyanmayacağını öğrenmiş olmak hepimizde çocuksu bir heyecana sebep olmuş, 5 sene sonra bunu dahi özleyeceğimiz iddia edilmişti (ben sittin sene özlemem yalnız). nihayet oy sırası
Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494
geldiğinde padişah fermanına benzetilen oy pusulalarını katlamak vakit alıyor, sandık görevlileri "zarfları lütfen yalamayınız efendim" uyarısı yapıyordu. üç kısa tur sonunda tamamlanabilen oy verme işlemi bittikten sonra, vatandaşlık görevimizi ifa etmenin mutluluğuna erişiyorduk. arkadaşlarla aramızda geçen sohbette cevap bekleyen iki soru vardı: birincisi, "chp kaç puan fark atar?" ikincisi ise, "alkol yasağı kaça kadar sürüyor?" ilk soruya herkes benzer cevap verirken, ikinci soru mutabık kalınamayan çetrefilli bir sorun olarak karşımızda duruyordu. evinde içilebilecek olan arkadaşımıza daha bir samimi davranmaya başlamıştık, kabul etmeliyim ki, biraz yavşakça bir tutumdu bu. seçim sonuçları açıklanmaya başlandığında tv karşısındaki yerimizi çoktan almış, akp'nin kaç puan fark yediğini öğrenmeyi bekliyorduk. çok geçmeden gelen sonuçlar tahminlerimizin tuttuğunu gösteriyordu; kimimiz şarabından, kimimiz de rakısından keyifli bir yudum alıyor, "farkımız bu" diye inceden gururlanıyorduk. tabağımda upuzun yatan levrek bile sevinç gözyaşı döküyor gibi geldi bir ara, daha yavaş içmem gerektiğini anladım böylelikle.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder