kitap paylaşan şehir. öyle kitapevlerine gidip mangodan kırmızı don alır gibi, "en çok satan kitaplarınız nerde, sarın ordan 10 tane" tipleri ve kitapçıları yoktur. kitap alan ve okuyan, balkon sohbetlerinde, akşam gezmelerinde, bira masalarında arkadaşlarına verir kitabını. kitabın adetle değil okuyucu sayısıyla da anlamlı olduğunu bilir. mesela benim evde bana ait olmayan 100'e yakın kitap var. belki nerede olduğunu unuttuğum benim ödemesini yaptığım zilyon tane de kitap var. okullara verdiklerimi saymıyorum. her evi kitabevidir ayrıca. not: izmirliyim evet. dangalaklığa gelemiyorum evet. yaz döneminde kızların tek tip kıyafet giydiği şehirdir. evet bir izmirli olarak söylüyorum bunu. nedir bu kombinasyon açıklayalım: düz saç, güneş gözlüğü, hafif makyaj, kısa kollu t-shirt, kısa şort, beyaz converse veya tiger benzeri modeller. şikayetçi olduğum nokta şu, aman kızlarımız şöyle giyinsin, orası burasını görelim mantalitesiyle söylemiyorum bunları. sorun bu şehrin kozmopolit bir yapı gösterememesi. bir istanbul'un istiklalini düşünün, çeşit çeşit giysili, saç tipleri veya tarzları değişik insanlarla karşılaşırsınız sürekli, bu farklılıkların mükemmel bir uyumu, bütünüdür. istanbul paris ise, izmir cannes' dır. ancak izmir'deki bu tek tipleşmiş ''miami beach'' havası bıktırıyor bir saatten sonra. popüler kültürün zafer naraları attığını duyabiliyorsunuz yani. üzgünüm ama gerçek bu.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder