sistem yaratma mantığıyla yola çıkıp, yolun yarısında motor istop edince, içerideki yolcuların homurtularına dayanamayıp "sistem olmadı, bari jenerasyon yaratalım; hiç olmadı günü kurtaralım" kafasıyla rijkaard'ı ve neeskens'i neden takımın başına getirdiğini unutup onun yerine fatih terim'i veya bir başkasını getirmek isteyen bir yönetici kadrosuna sahiptir. bu kadro aslında hiç değişmedi. bu bir mantalite işte baştan aşağı. osmanlı'da modernleşme hareketleri büyük ölçüde askeriyede başlamıştı; orduyu modernleştirmek için bir alman paşası getirilir ve ondan sihirli bir değnekle eskinin muzaffer ordularını yaratması beklenirdi. türkiye modernliğin sadece askeri modernizasyonla sağlanmayacağını, başka yönlere bakması gerektiğini çok geç farketti ama hala tam anlamadı. çünkü ne bir alman paşası, ne de bir hollandalı futbol adamı: bunların aslında hiçbir önemi yok. bunlara eğer ihtiyacın varsa başvurursun, yararlanırsın. ama bir bütün olarak kafayı değiştirmedikçe... yani belirlediğin saikle yola çıkardığın o arabayı, istop ederek de olsa varmasını hesap ettiğin noktaya ulaştırmadıkça, buna dirayetin olmadıkça... sistem yaratmak diye belirlediğin hedefi, karşına çıkan ilk zorlukta başka bir hedefe revize etmek kadar doğal bir şey olamaz. biz bu tarihi nereden baksan 200 yıldır yaşıyoruz. galatasaray'ın hikayesi bütün bunların tekrarından başka bir şey değil.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder