14 Mayıs 2012 Pazartesi

Bursa Demirdöküm Servisleri

"bazen tek ihtiyacın olan şey biraz mucize. çok değil olduğu kadar hatta olması gereken kadar. yat, kat ya da hanlar hamamlar değil. mutlu etsin, sonsuza kadar belki de icini ısıtsın yeter." güvenmek benim büyük direncim. ondan sonrası da anlamak isteme çabam ve derin bir sekilde hayallerim. bazen iyi, bazen daha iyi ve bazen de çok acı. ama güzel ve yaratıcı bir hale getiriyor hayatı o ayrı. bugün öyle bir gündü ki! uzun bir aradan sonra kalbim yerinden çıkacakmış gibi oldu. dakikada 165 - 170 kalp atışına kadar çıktım. yer kaymaya başladı gözlerimden, sendelemeye başladım ben de. koşu bandını zoraki durdurabildim ama o heyecana diyecek yoktu. nefesim öyle hızlandı ki normalden geniş olan cigerlerim dahi bu kadar şiddetli nefesleri kaldırabilecek kapasitede değilmiş. yaklaşık bir saat sürdü kalp atışlarımın normale dönmesi, korktum. çok korktum hem de.

Bursa Demirdöküm Servisleri

gebermekten bu denli korkar mıymış bir insan? kalbimi dişlerimin arasından çıkartarak gebertecektim kendimi. sol elimi boynuma götürdüm sonra. nasıl desem, boyun sıkar gibi değil de geniş bir kavramayla tuttuğunuzu hayal edin. yüzük parmağımın altına bir damar denk geldi ben nabzımın düşmesini beklerken. korkunun damar haline güldüm şimdi bak. muhtemelen, bakmadım ama dışarıdan görülebilecek bir şiddette kan pompalıyordu. ölüyorum sandım, çok büyük bir acı ya da hayır! acı da değil bu tam olarak. vücudunuzdaki kanın akış hızı sizi çıldırtacak hale getirebiliyor. baş ağrısı, nefesin azlığı… garip bir zevk alıyorsunuz endorfin salgısıyla birlikte. içiniz çekiliyor, uyku basıyor, dünya küçülüyor, kalbiniz patlarken bir yandan da sıkışıyor. tüm hücreleriniz aktif hale geliyor korkuyla. üzerinden onca saat geçmiş olmasına rağmen elimle nabzımı ölçtüm biraz önce, eskisi gibi değil, hala hızlı. korku vücudumda devam ediyor olsa gerek. yine de, her ne olursa olsun, bu tek kelimeyle eşi benzeri olmayan bir şey. hala içim titriyor, nefesim düzenli hale gelebilmiş değil. bir daha yapamam bunu, yaşadığım korku çok fazlaydı.

44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder