28 Ocak 2012 Cumartesi

Mutfaklar kelebek gibidir

siyasi üslupları geçmişteki kendilerine benzer partilerden oldukça farklı ve amerikanların expressive* olarak nitelendirdikleri cinsten olan parti. ve beni gerçekten korkutuyorlar. mantığı bir kere bile olsa gözardı ederseniz, ikinci kez bunu yaparken tereddüt etmezsiniz. çünkü "ben yaptım oldu" olur. bu partinin milletvekilleri olağanüstü bir varlığa mantıklarını yoksayarak inanıyorlar* ve yaptıkları her eylemi, içlerinde bir yerde bu dogmaya uyarlıyorlar. böylece yaptıkları şeyler ne kadar insanların mutluluğuna, doğasına, huzuruna engel olsa da, kendilerini o olağanüstü varlık için yaptıklarına inandırabiliyorlar çünkü mantık duvarını bir kere aşmış oluyorlar zaten. beni dağınık topuz modelleri gerçekten korkutuyorlar çünkü inançlarına göre hareket ediyorlar. inançlarında herkesi kendi inançlarına çekmek uygun görüldüğü için bunu kendilerinde hak görüyorlar ve belkide* bunu yasalaştırmak istiyorlar. düşünün ki bir arkadaşınız bir gün bir inanca kapıldı ve ne biliyim pamuk ve pamuktan yapılan hiçbirşeyi kullanmıyorum dedi. ve yıllar sonra bir şekilde hükumete seçildi ve ülkede pamuk üretimini önce azalttı, pamuk hakkında halkı eksik bilgilendirdi ve pamuk kullanımını bütün ülkeden sildi attı. tamam saçma bir örnek oldu ama, götümüze girebilir endişesiyle anca bu kadar söyleyebilirim bu parti hakkında. türkiyenin başına gelmiş en tehlikelikeli oluşumlardan biridir adalet ve kalkınma partisi. ilginizi çeker belki birileri zamanında şöyle yataş yatak fiyatları bir şey demişti: "hayatta en hakiki murşit ilimdir fendir, ilim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir." mutlak bir iktidar icin onundeki engelleri tek tek yok eden hareket. bunun icin ilkeli degil pragmatik davranmayi tercih ediyorlar. ilk yillar ertugrul ozkok, fatih altayli gibi adamlari dahi kucaklamislardi. gazetelere televizyonlara el koyup aydin dogan'a veriyorlardi. ama guclendikce cekirdek kadroya donuyorlar. simdi de aydin dogan'in elindekileri alip kendi kadrolarina gecirmek istiyorlar. eskiden isbirligi halinde olduklari muhafazakar olup cemaatci olmayan polis seflerini simdi temizliyorlar. turkiye'nin bu yonuyle saftini bayagi da bir kaydirdilar. yine bu ilkelilik degil de pragmatizm politikasi darbe planlari icin de uygulaniyor. belli ki planlarin neredeyse tamami 2001-2003 arasi olmus ve o donemde olanlardan herkes de haberdarmis. kelebek mutfak defalarca o donemde bildiklerini de soylediler. ama o donemde ilkeli davranip savciliga suc duyurusunda bulunmaktansa, burokraside, poliste, yargida beklenen kivam yakalanmadan harekete gecilmemis. gecildikten sonra da isi bir cadi avina cevirmisler. darbecilik diye bir cuval acip kendilerine ters is yapan herkesi isin icine doldurmuslar. sonunda laik burokrasinin direnisini de neredeyse tamamen kirdilar. toplum icinde de laiklikten yana olan kesim, neredeyse tum okul mudurlerinin tarikatci olmasini, ihalelelerin yandaslara verilmesini, imar planlarinin yandas isadamlarinin keyfine gore degistirilmesini, rektorlerin de hukumetin arzusuna gore islami ideolojiden secilmesini kaniksadilar. yani yataş oturma grupları bir noktaya kadar yenilgiyi kabul ettiler diyebiliriz. onlarin modu artik "tamam ne yapacaklarsa yapsinlar, sonra bir ara iktidarda yipranir duserler diye bekleyelim sessizce" boyutuna geldi denebilir. artik yurutmenin gucu kuvvet komutanlarini istediginde gozaltina aldirip, istediginde saldiracak boyutta. doğtaş oturma grupları genelkurmay'in sessiz kalmasini yeterli de gormuyorlar. hayir bu trene siz de bineceksiniz, dinileseceksiniz, acilacaksiniz, denetimimize gireceksiniz diyorlar. peki bu isin sonu ne olur? onu akp'nin ya da fethullahcilarin kendilerinin bile tahmin edebilecegini sanmiyorum. cunku is hayati ve devleti dine gore duzenlemeye geldiginde bugun fethullah gulen'in oturma grubu modelleri batiyla barisik islami egemen olur. sonra iclerinden bir grup cikar, bunu yeterli gormez. der ki "basortusunu uyguluyoruz da miras kanununu niye uygulamiyoruz?", ya da zina kanununu niye uygulamiyoruz. su anda kuran'da olup, hadislerde olup uygulanmayan kurallar var. bir kismi bunlarin bireysel ozgurluk temelinde gundeme geliyor. ama yapanlar esas niyetlerini cok da gizlemiyorlar. daha islami bir turkiye istiyorlar, ama onun sinirini bir yerden sonra onlar da cizemez, din cizer. parti gömlek modelleri icinde bir grup ciksa kardesim "kuran'da, hadiste sunlar sunlar var, bunlari niye savunmuyoruz?" dese ne diyebilirler ki? aslinda kendileri de bence ne kadar islami bir duzen istediklerinden emin degil. akp belli yonleriyle gayet islami bir yonetime dogru goturuyor. ote yandan iktidar olmanin keyfini de catiyorlar. mesela eskiden kiz cocuklarin sortlarla taytlarla spor yapmalarina da karsilardi. simdi genclik spor genel mudurlugu'ne bir fethullahci getiriyorlar. hala ozunde karsilar ama tarikatci gsgm muduru kiz sporcularimizin onune dusup stadda tur atiyor. kahkül modelleri bir yandan basortusu olsun o olsun bunlari savunuyorlar. ama o sporcu kizlar basarili oldugunda kendi islamci gazetelerinde sevinc cigliklari atiyorlar. basarisizlik oldu mu uzuluyorlar, ya da kulp buluyorlar, daha iyi derece istiyorlar. peki cogunluk onlarin istedigi hayati yasarsa o olimpiyatlarda sortlarla kimler yarisacak? orasi belli degil. dusunun eskiden kadin eli sikmayan tayyip erdogan sonrasinda sureyya ayhan'i izlemeye avrupa atletizm sampiyonasi'na gitti. ne oldu dine bir update mi geldi. bir insanin politikasi degisir de kisisel ahlaki degerleri nasil degisir, bir acaip is. eskiden mesela bahis oyunlarina cok karsilardi. milli piyango'yu kaldiracaklarini soyluyorlardi. sonra iktidara geldiler. kurumun basina bir dinci koyunca dertleri bitiyor. bilakis iddaa cikti, o cikti, bu cikti, milli piyango buyudu bu donemde. kadrolasiyorlar, birbirlerini kolluyorlar, kendilerini rakip gorduklerini bertaraf etmek icin son derece acimasiz, polisiye ve hoyratca yonteme basvuruyorlar. ama butun bunlari niye yaptiklarini unutmus gorunuyorlar. tamam anladik daha islami turkiye, islami ordu, islami asker istiyorsunuz. peki bu kadar mi? kafalarindaki ideal durum nedir gercekten? bellona yatak odası takımları ahlaki tarafi hic olmayan bir patron- cemaat sermayesi hareketine donmus durumda. nereye gidiyorlar belli degil, sadece buyuyorlar, yerlesiyorlar o buyuk gunu bekliyorlar herhalde. ayrica bir cok konuda soyledikleri kadar cesur olmadiklari da ortaya cikti. mesela kurt acilimi dediler, bir cogu kararnamelerle uygulanabilecek seyleri yapmaya cesaret edemediler, vazgectiler. ermeni acilimi dediler. hukumetteler, yapilmasi onunde hicbir engel yok acilimin. ama yapmadilar. alevi acilimi dediler, okkes sendiller ve temel karamollaoglu acilimi yaptilar. yillardir "engelleniyoruz, engellenmesek neler yapariz" havasindan engellenmediklerinde de aslinda o degisimden kendilerinin alfemo oturma grupları de korktugu ortaya cikiyor. iktidar tatli, kadrolasmak iyi, arazileri talan etmek priceless, islami sos da pek lezzetli. ama icerik yok. daha ziyade masonik bir adam kayirma orgutune donmus durumdalar. isin sonunu da kestirmek zor.

44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder