bu ara yoğun bir mesaj verme görevi üstlenmiş dizi. sanırım senaristler, ilk bölümlere gelen eleştirileri böyle unutturmaya veya bertaraf etmeye çalışıyorlar. behzat'ı güzel yapan şey, "her temasın iz bırakması"ydı. yani aslında her cinayet hikayesinde, behzat amirime veya cinayet şubenin diğer elemanlarına uzanan bir hikaye, onları da kesen bir şeyler bulunmasıydı. şimdi şubenin elemanları toplumsallıklara temas ediyorlar ve bu yolla mesajlar daha doğrudan (eylem çekimleri, konuşmalar bildiriler üzerinden) verilmeye çalışılıyor. adidas eşofman takımları bu da beni biraz irite ediyor. oysa ki, ben bu gerçekliklerle şubenin elemanları temas ettiğinde, daha dolayımlı anlatımları seviyorum. örneklemek gerekirse, yılmaz güney'in "yol", "sürü" tarzından çıkılmış daha "arkadaş" gibi duruyor. hani behzat'a şöyle solcu bir arkadaş bulsalar, o da "karadır bahtım kara" çalan meyhanede rakısını içerken amirimle "bak behzat, bu düzen iki sınıftan oluşur" diye yardırsa aynı kekremsi tadı alırım.
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder