28 Aralık 2011 Çarşamba

Eski Sevgiliye Mektup-2

"aslında yazmamam gerekirdi; ama bir an aklıma geldi ve yazmamam gerektiğini bile bile; yazmam gerekenin de ne olduğunu bilmeden öylece yazıyorum işte.
aslında yazmamalıydım, bunları sana söylemem gerekirdi, hem de uzun yıllar önce... kendimi bu hale getirmeden ve sen beni en azından dinleyecek kadar umursarken....
tuhaf bir şekilde kafamdan hiç çıkmadı, ama hiçbir zaman kendimi iyi anlatabilen biri olmadım. biliyorum şu an saçmaladığımı, daha önce de birçok kez saçmaladığımı ve senin de beni umursamadığını da biliyorum ama o kadar çok merak ediyorum ki...
neden senin gibi ve o zaman orada olan herkes gibi olmadım ben? sen ve onlar hiçbir şey olmamış gibi büyüyüp hayatınıza kaldığınız yerden devam ettiniz de ben neden öyle yapamadım? çok mu aptalım? kendimi çok mu umursuyorum, yoksa gerçekten psikolojik sorunlarım mı var? neden sen benim için bu kadar önemlisin de ben sıradan bir arkadaş bile olamıyorum senin için... seni çok mu kırdım, çok mu üzdüm; ne vardı? neden? neden bu kadar uzaksın ve neden ben güven üzerine düşündüğümde, dostluk üzerine düşündüğümde, aşk üzerine düşündüğümde aklıma ilk gelen sensin?
sen benden nasıl kurtuldun? nasıl büyüdün bunları unutup?
bu kez lütfen bana cevap ver, bir yabancı olduğumu düşünüp bütün umursamazlıklarından kurtulup bana anlat. çünkü ben artık büyümek istiyorum. sanırım bunu bana borçlusun... "

böyle yazmışım zamanında ve diğer bir çoğu gibi cevapsız kalmış; en azından gönderilmeyen türevlerinden daha şanslıymış.

44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder