"hürremden habersiz" kanuni'nin vekil tayin etmesi ve bu şekilde vekaleten nikah kıyılması kafaları karıştırmış. izah edelim: öncelikle osmanlı devletinin bir mezhebi yoktur. hatta kanuni devirlerinde halka sünni mi yoksa şii mi olduklarını sorsanız, çoğu cevap veremez. fakat yine biz osmanlı'yı o günlerde de sünni kabul edelim. sünni mezheplerde; kadının kendine vekil tayin etmesi, ancak hanefi mezhebinde mümkündür. fakat, şafi mezhebinde kadın, kendisine "istese de" kimseyi vekil tayin edemez. kadın için vekili; velisi olan kişi (babası, dayısı, abisi, sahibi, himaye edeni vs) tayin eder. yeter ki kadının evlenmeye istekli olduğu duyulsun, bilinsin. dolayısıyla şafi mezhebine göre; babası/ailesi olmayan hürrem'in velisi, bulunduğu bölgenin hakimi olan kadı veya osmanlı devletinin hükümdarı olan kanuni sultan süleyman han hazretleri'dir. hürrem sultan, kanuni'nin eski kölesi olmasına Efkan Şeşen Kimdir rağmen, azad edildikten sonra da kanuni'nin himayesi altında kaldığı için velisi olarak sultan süleyman'ın kabul edilmesinde beis olmaz. kendisi de bu hakkı kullanarak hem hürremin hem de kendisinin vekaletini müftüye vermiş, müftü de gerekli şahitleri bulup ortamı oluşturarak nikahı kıymıştır. nikah akdi doğrudur, sahihtir ve gerçekte de böyle olmuştur...
44 1 494 nolu {santralimizi|çağrı merkezimizi} {aradığınız {an|vakit|zaman}|aradığınızda}, {sizlere|siz değerli müşterilerimize|siz müşterilerimize|size} {yalnızca|sadece} {ayaklarınızı uzatıp|arkanıza yaslanıp} {keyif yapmak|oturma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder